UZMAR'ın desteklediği Edirne'nin Gömüt Taşları kitabı okuyucuyla buluşuyor!

UZMAR tarafından sosyal sorumluluk anlayışıyla desteklenen ve kültürel değerlerin günümüze ulaşması ve korunması amacı güden Edirne'nin Gömüt Taşları kitabının basın toplantısı düzenlendi.

UZMAR tarafından sosyal sorumluluk anlayışıyla desteklenen ve kültürel değerlerin günümüze ulaşması ve korunması amacı güden Edirne’nin Gömüt Taşları kitabının basın toplantısı düzenlendi.

Cem Altınel’in kaleme aldığı, Devrim Yaman’ın tasarladığı Edirne’nin Gömüt Taşları adını taşıyan kitabın basın toplantısına UZMAR Onursal Başkanı Kapt. Ş. Kaan Altuğ, UZMAR CEO’su Müh. A. Noyan Altuğ, Edirne İl ve Kültür Turizm Müdürü Kemal Soytürk, İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV) Yönetim Kurulu Başkanı Müh. İlker Meşe ve TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Feramuz Aşkın da katıldı.

Edirne’nin Gömüt Taşları 25 Mart 2022 itibariyle seçkin kitapevlerinde satışa sunulacak. 640 sayfalık kapsamlı araştırmanın kitap haline gelmesinin 2,5 yıl sürdüğü belirtilirken, Türk sanatının en somut  uygulamalarını yansıtan gömüt taşlarının Edirne’deki örnekleri; kitabeleri, bezemeleri ile Osmanlı  dönemi Edirne’sinin kültür, sanat, bilim, yazın, politika, askeriye, ekonomi, ticaret, bürokrasi ve  sosyal yaşam düzeyini açıklayan pek çok veri sunuyor. Maestro Reklamcılık tarafından yayımlanan kitap, Edirne’de yüzlerce yıl iç içe yaşamış Türk, Yunan, Musevi, Ermeni, Levanten ve Bulgar gibi farklı etnik kökenlerden gelen kültürlerin, Edirneli  taş oyma ustaları (hakkâk) tarafından gömüt taşlarına aktarılan bir dizi estetik imgeyi gün yüzüne  çıkarıyor.

''Çocukluğumun fotoğrafları bu kitabın ilham kaynağı oldu''

Basın toplantısında konuşan Yazar Cem Altınel; “Çocukluğum binlerce siyah beyaz Edirne fotoğrafı içinde geçti. O zamanlar pek anlam veremediğim bu fotoğraflar yıllar sonra bu kitabın ilham kaynağı olarak karşıma çıktı. Kitapta 20 başlık altında tümü Edirne’de bulunan 500 gömü taşı, gruplara bölünerek metodolojik olarak incelendi. Hiçbir taşın görseli iki defa kullanılmadı. Genel bilgiler kadar yorumlara da yer veren yarı belgesel tadındaki çalışmada gömü taşlarındaki gizemli estetik ve imge dizimi alışılmışın dışında bir bakış açısıyla ele alındı. Burada kadın ve erkek gömü taşı çeşitliliği açısından Edirne’nin önemini bir kez daha vurgulamak isterim. Farklı dönemlere ait olmalarına karşın bence Ahlat’tan sonra Türkiye’nin en önemli gömü taşı kültürü zenginliği Edirne’de.”

''Misyonumuz zirveleri yeniden görünür kılmak''

Yazar Cem Altınel'in ardından konuşma yapan Tasarımcı Devrim Yaman; “Coğrafyada, bilimde, sanatta ve kültürde insanlık tarihinin birçok ilki yurdumuzda yapılmıştır. Bu günlerde bu zirveler sislerle kaplanmış, bulutlarla çevrilmiş, birçoğu görüş alanı dışına çıkmıştır. Bizim misyonumuz bu zirveleri yeniden görünür kılmak, seçkin araştırmacı yazarların uyumlu takım çalışmalarıyla dünya uygulanılanın nirengi noktalarının bir kez daha yeni ve çarpıcı olarak ortaya çıkarmaktır”

''Ülkemizin kültürel miraslarına destek vermek istedik''

UZMAR Denizcilik Onursal Başkanı Kapt. Ş. Kaan Altuğ; “Biz geleneksel olarak hem aile hem şirket olarak öncelikle kendi mensup olduğumuz denizcilik sektörünün eğitimine çok uzun yıllardır katkı verdik, veriyoruz. Şimdi de ülkemizin kültürel miraslarına destek vermek, Devrim Bey’in bir hayalini gerçekleştirmek üzere inandık ve destekledik. Sonuç gerçekten mükemmel oldu. Beğenerek okuduk. Umarım Türkiye’nin kültür mirasına katkısı olur, faydası olur ve kalıcı bir eser olarak kalır”

''Bunlar sadece bir taş değil, birer hayat''

Kaan Altuğ'dan sonra kürsüye çıkan UZMAR Denizcilik CEO’su Müh. A. Noyan Altuğ; ''UZMAR Uzmanlar Denizcilik olarak; sektörümüzde birçok ilke imza attık, sosyal sorumluluk projelerinde de yine fark yaratan bir projeye daha imza atmaktan mutluyuz. Altuğ Ailesi olarak; 19 Mayıs 1919’un yüzüncü yılında, İstanbul’dan Samsun’a 19 gün boyunca kürek  çekerek giden yirmi gencin hayallerini paylaştık, yurdumuzun tüm coğrafyalarında bulunan kültür  varlıklarının korunmasına yönelik nitelikli projelere yurt içinde, yurt dışında katkı sağlamayı şirket  felsefi haline getirdik, bu bağlamda Edirne ile hiç ama hiç ilgimiz olmadığı halde konunun önemi  nedeniyle “Edirne’nin Gömüt Taşları” kitabının Türk yayınları arasına katılmasına destek verdik. Başarabildikse ne mutlu bizlere!

Babamın bize vermiş olduğu öğüt içimizde yaşıyor. O yaşayan öğüt de denizden aldığınızı mutlaka denize verin, kültürünüze sahip çıkın, mesleğinize sahip çıkın öğütü. Özellikle denizcilik eğitimine, İTÜ’ye okullar yapın. Binalar çok eskimiş. Yani onuruna yakışan bir şekilde binalarının olması lazım ki orada kültürümüzü, bilimimizi ve mesleğimizi geliştirelim. Devrim Bey bu projeyi bize getirdi. Ağabeyimle konuştum. Hiç tereddütsüz, ‘yapalım’ dedi. Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. Siz değerli sanat ve kültür severlere çok teşekkür ederim. Biz sadece vesile oldu. Unutmayalım. Bunlar sadece bir taş değil birer hayat.” ifadelerini kullandı.

Geçmişten bir anekdot paylaşan A. Noyan Altuğ; “Babam 6 yıl önce bana, ''Dedenin İzmir’deki kabristanına git, kardeşimin kabristanına git, ziyaret et.'' dedi. Mezarlığa gittim. Bayramdı fakat kimse yoktu. Taşların arasında dolaştım ve zar zor buldum. Birçok taş yıkılmış. Yasin okutacak birisini bulmam lazımdı. Eskiden mezarlıklarda hocalar gelip okurlardı. Onlar da yoktu. Cami imamına sordum, ''Burada yatanların çocukları da öldü. Artık bunların gelenleri yok'’ dedi. Yaşıyorsunuz, birçok şeyler yapıyorsunuz ve sonunda göçüp gidiyorsunuz. Yaşadığınızı belirten şey bir taş. Doğum tarihiniz, ölüm tarihiniz, isminiz ve ruhuna Fatiha yazıyor. Sizden sonra bunu mermere yazıyorlar ki kalabildiğince kalsın. Tabi insanlar, aileler, babalarını, ailelerini kaybediyorlar. Biz de babamızı kaybettik. 97 yaşındaydı. Hayatına baktığımız zaman çok müthiş bir hayat, müthiş bir serüvendi. İkinci dünya savaşını yaşamışlar, göçleri yaşamışlar. Savaştan dolayı yoklukları yaşamışlar.'' ifadelerini kullandı.